5/08/2025

Bask Ülkesi Komünist Partisi'nin Kuruluş Belgesi, 1935

Bask Ülkesi Komünist Partisi'nin kuruluş kongresi Haziran ayı başında Vizcaya’da gerçekleştirildi.

Şu ana kadar, ulusal ve sosyal kurtuluş programıyla,  — İspanya Devleti'nden ayrılma hakkı da dahil olmak üzere— ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkı için mücadele eden tek parti İspanya Komünist Partisi olmuştur. Bu politikaya bağlı olarak, Komünist Enternasyonal ve İspanya Komünist Partisi, Katalonya komünistleriyle mutabık kalarak Katalonya Komünist Partisi'ni kurmuş, bu parti Katalan halkının ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinde önemli başarılar elde etmiştir.

Bask Ülkesi Komünist Partisi'nin kuruluşu da, İspanya'daki kardeş partimizin ve Komünist Enternasyonal’in ulusal ve sosyal kurtuluş politikasının bir teyidi niteliğindedir.

Bask Ülkesi Komünist Partisi'nin Ulusal Kongresi, Bask ulusunun varlığını tam anlamıyla tanımaktadır; bu varlık dil ve toprak birliğinde, etnik homojenlikte, kültürde ve her şeyden önemlisi, Bask burjuvazisi ve büyük toprak sahipleriyle iş birliği içindeki İspanyol emperyalizminin boyunduruğuna karşı kararlı bir mücadele yürüten Bask halkının ezici çoğunluğunun iradesinde ifadesini bulmaktadır. 

Bask Ülkesi Komünist Partisi'nin kuruluşu, ulusal kurtuluş için devrimci mücadelenin büyük ölçüde ilerletilmesi anlamına gelir; bu devrimci mücadele, halk kitlelerinin kendi ulusal burjuvazisinin ve Bask halkını ezen İspanyol emperyalizminin sömürüsünden ekonomik ve sosyal kurtuluşu sağlayacak olan belirleyici bir faktördür.

BAŞKA HALKLARI EZEN BİR HALK ÖZGÜR OLAMAZ. Bu nedenle, halkımızın ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesi, İspanya’nın emekçi halkının mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır ve İspanyol emperyalizmi tarafından ezilen diğer halkların —Katalonya, Galiçya, Fas ve diğer sömürgelerin— bağımsızlık mücadelesine katkı sunmakta ve onlarla dayanışma içinde bulunmaktadır.

Bask Ülkesi Komünist Partisi, Bask burjuvazisinin baskısına, toprak ağalarının sömürüsüne ve İspanyol emperyalizminin ulusal boyunduruğuna karşı, işçi ve köylü kitlelerinin ve tüm emekçi halkın kurtuluş bayrağını yüksekte dalgalandırmakta ve Marx, Lenin ve Komünist Enternasyonal’in sloganları altında, İspanya Komünist Partisi ile sıkı bir bütünlük içinde mücadelesini sürdürmektedir.

İnsanın insan tarafından sömürüsüne son! 

Bir halkın başka bir halkı ezmesine son!

Bolşevik Partisi tarafından bu sloganlar doğrultusunda kararlılıkla yürütülen devrimci mücadele, 160 milyon insanı kapitalist sömürüden kurtarmıştır ve Çarlık Rusyası'nın emperyalist baskısı altındaki halklarının, özgür iradeleriyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni (SSCB) kurmalarını sağlayarak özgürleştirmiştir. SSCB, dünya topraklarının altıda birini kapsamaktadır. Rus Çarlığı tarafından ezilen halkların devrim yoluyla özgürleşmesi, aynı zamanda şu gerçeği de kanıtlamıştır: Ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinde zaferi kazanabilecek tek güç, Komünist Parti önderliğinde köylülerle sıkı bir ittifak içinde olan proletaryadır. 1917 Rus Ekim Devrimi'nde proletarya ve Komünist Partisi (Bolşevikler), ezilen halkların kurtuluş mücadelesinin öncüsü olmuştur. Buna karşılık, 1931 Ekimi, halkımızın özgürlük mücadelesinde ulusal burjuvazinin teslimiyetini ve ihanetini açığa çıkarmıştır. Birincisi, devrimci ulusal mücadelede zaferin tek yolunu işaret ederken; ikincisi —Bask burjuvazisinin ihaneti ve Katalonya idaresinin teslimiyeti örneklerinde görüldüğü gibi— kurtuluşun bu şekilde asla sağlanamayacağını göstermiştir. [İspanya’da Primo de Rivera diktatörlüğünün sona ermesinden ve 1931 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesinin ardından iktidara gelen sosyal-demokrat hükümetle Bask ve Katalan milliyetçilerinin bu iki bölgenin özerkliği için yaptıkları ve başarısızlıkla sonuçlanan pazarlıklar kastedilmektedir. - ç.n.]

Bugün Bask Ülkesi’nin durumu nedir?

Bask Milliyetçi Partisi’nin gerici liderliği, bankacıların, kilisenin, büyük toprak sahiplerinin ve büyük sanayicilerin çıkarlarını temsil etmektedir; bu parti, hem geçmişte hem de bugün, İspanyol emperyalizminin temsilcileriyle açık ya da örtülü bir işbirliği yapmaktadır. Ayrıca bu parti, muzaffer Ekim hareketini mahkûm etmekte ve İspanya’daki faşist ve emperyalist gericiliğin önde gelen partileriyle açık iş birliğine yönelmektedir. [1931 Ekim ayındaki isyan, işçi hareketi ile İkinci İspanya Cumhuriyeti hükümeti arasındaki ilk büyük çatışmalardan biriydi. Bu isyan, cumhuriyetçi-sosyalist hükümetin işçiler tarafından ileri sürülen talepleri karşılamaması ve yalnızca ılımlı önlemler almakla yetinmesi üzerine patlak verdi. İşçiler, hükümetin kendilerine ihanet ederek, çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde verdiği sözleri yerine getirmediğini düşünüyorlardı. Protestolar ilk olarak Sevilla’da başladı ve ardından Bask Ülkesi’ne yayıldı. Ancak tüm bu protestolar, işçileri acımasızca katleden Sivil Muhafızlar (Guardia Civil) ve ordu tarafından şiddetle bastırıldı. - ç.n. ] Önceki demagojilerinin yarattığı tehlikelerden korkan ve bu tehlikeleri, Ekim Hareketi sırasında kitlelerinin —sömürülen diğer kardeşleriyle ve farklı siyasi eğilimlerden gelenlerle birlikte savaşırken— kontrol edilmesinin ne kadar güç olduğunu yaşayarak fark eden Bask Milliyetçi Partisi yönetimi, şimdi ulusal mücadelenin özgürleştirici anlamını çarpıtmaya ve yozlaştırmaya çalışmaktadır. Milliyetçi hareketi yalnızca dinsel bir çerçeveye ve Kilise’nin belirlediği hedeflere yönlendirmeye uğraşmaktadır. Bask Milliyetçi Partisi, emperyalizmin en gerici güçleriyle yaptığı işbirliği çerçevesinde, ülkenin büyük çoğunluğunu temsil eden halkçı-demokratik güçler tarafından reddedilen Estella Tüzüğü’nü kabul ettirme çabasındadır. Kilise’nin iktidarını daha da sağlamlaştırmak için Vatikan’la yapılan anlaşma; halkın sömürüsünü arttırmayı hedefleyen yeni ekonomik baskılar; Ekonomik Mutabakat çerçevesinde vergi yükünün arttırılması, işçi ve köylü kitlelerinin ve genel olarak Bask ülkesi emekçilerinin çifte baskı altında bırakılmasına yol açmaktadır. [Estella Tüzüğü, 14 Haziran 1931 tarihinde Bask Ülkesi'nde bulunan Estella kasabasında bir araya gelen Basklı belediye başkanları tarafından hazırlanan bir projedir. Bu proje, kurulacak özerk bir Bask bölgesinin Kilise ve Vatikan ile doğrudan ilişki kurmasını öngörüyordu.

Ekonomik Mutabakat, Bask Ülkesi’nin kendi mali sistemidir ve Bask Ülkesi ile İspanya Devleti arasındaki mali ve vergisel ilişkiler bu sistem doğrultusunda belirlenir ve düzenlenir. Ekonomik Mutabakat, Bask Ülkesi'ndeki bazı bölgelere kendi vergi rejimlerini oluşturma, sürdürme ve düzenleme yetkisi tanır; ayrıca vergi gelirlerinin dağıtımına ilişkin kriterleri de belirler. ç. n.  ]

İspanyol emperyalizmi, Bask Ülkesi’nde doğrudan kendi siyasi gücünü örgütlemek amacıyla yoğun çaba harcamaktadır. Bu doğrultuda ilk adımlarını atmış ve Gil Robles’in Vatikan’a bağlı faşist partisinin uzantısı olan açıkça faşist ve emperyalist bir partinin kuruluşunu başlatmıştır.

Sosyalist Parti, Bask halkının kendi kaderini tayin hakkı uğruna verdiği mücadelenin devrimci karakterini hiçbir zaman kavrayamamış ve milliyetçi hareket ile onun gerici liderliği arasındaki farkı gerektiği gibi ortaya koyamamıştır. İkinci Enternasyonal’in çizgisini izleyen bu parti, yalnızca ezilen halkların kültürel özerkliği konusunda soyut açıklamalarda bulunmuştur. Bask burjuvazisinin, Bask Ülkesi içindeki ve dışındaki bazı emekçi kesimler arasında yapay bir önyargı duvarı inşa etmesinin sorumlularından biri de sosyal-demokrasidir. Sosyal-demokrasi, uzun siyasi tarihi boyunca ve hükümette bulunduğu dönemlerde, Bask halkının ulusal özlemlerini devrimci bir yaklaşımla ele almayı başaramamıştır. Kendi kaderini tayin hakkına karşıt tutumu ise fiilen Bask burjuvazisinin ve toprak sahiplerinin manevralarına ve Bask proletaryasını bölme çabalarına hizmet etmiştir.

Bask Ülkesi Komünist Partisi, halkımızın kendi kaderini tayin hakkını kazanabilmesi için tüm gücüyle mücadele etmektedir. Bu hak, ancak emperyalizme ve ülke içindeki halk düşmanlarına karşı yürütülecek kararlı bir mücadeleyle elde edilebilir.

Halkın çoğunluğu tarafından onaylanan Özerklik Yasası, partimiz tarafından desteklenmektedir. [1933 yılında yapılan Özerklik Yasası Referandumu kastedilmektedir. ç.n.] Tüm demokratik ve antifaşist güçleri, bu yasanın hayata geçirilmesi için ortak ve kararlı bir mücadeleye çağırıyoruz. Bu yasa, halkımızın taleplerinin yalnızca küçük bir bölümünü karşılıyor olsa da, uygulanması İspanyol emperyalizminin hizmetindeki faşist Vatikan çetelerine karşı halkın kazandığı bir zafer anlamına gelmekte ve Bask Ülkesi'nin özgürlüğü için güçlü bir dayanak oluşturmaktadır.

Bask halkının tüm talepleri ve özlemleri, Bask Ülkesi Komünist Partisi’nde en tutkulu savunucularını bulmaktadır. 

Bask Ülkesi Komünist Partisi, bayrağına Bask Ülkesi’nin ulusal ve sosyal açıdan tam kurtuluşunu işlemiştir. İşçi sınıfının çıkarlarını daha etkin savunabilmek için tüm proletaryanın tek bir sendikal merkezde birleşmesini savunmakta; ülke genelinde İşçi ve Köylü İttifakları etrafında toplanarak tüm antifaşist ve anti-emperyalist örgütlerle ve emekçilerle birlikte bir Halk Cephesi oluşturulmasını önermektedir. Bu bağlamda, aşağıdaki mücadele programını tüm örgütlere ve halka sunar ve bu taleplerin hayata geçirilmesi için kararlılıkla savaşacağını taahhüt eder.

1. Bask halkının, İspanya Devleti’nden ayrılma hakkı dahil olmak üzere kendi kaderini tayin etme hakkı.

2. İspanyol emperyalizminin, Bask halkının siyasi ve idari haklarına yönelik saldırılarına karşı mücadele.

3. Bask Ülkesi’nin kendi kaderini tayin hakkının tam anlamıyla elde edilmesine yönelik ilk adım olarak, halk oylamasıyla onaylanan Özerklik Yasası’nın kabulü.

4. Çiftlik evlerinin, hiçbir tazminat ödenmeksizin, mevcut kullanıcılarına devredilmesi.

5. Köylülerin tüm borçlarının ve ipoteklerinin iptali ve tahliyelerin kesin olarak yasaklanması.

6. Tüm toprak vergilerinin kaldırılması; köylüler, küçük esnaf ve küçük sanayiciler için tüm vergilerin %50 oranında azaltılması ve herhangi bir yeni verginin getirilmesinin yasaklanması.

7. Sosyal yasaların getirdiği tüm hak ve yardımların köylüleri de kapsaması.

8. Emekçi halk için demokratik özgürlükler; tüm siyasi tutsaklara ve baskı görenlere yönelik geniş kapsamlı af.

9. Halk tarafından seçilen belediye yönetimlerinin yeniden kurulması ve mevcut atama esaslı geçici komisyonların feshedilmesi.

10. Bask Halk Üniversitesi’nin kurulması.

11. Ölüm cezasının kaldırılması; işçi merkezlerinin yeniden açılması; toplantı, gösteri ve grev özgürlüğü; işçiler için basın özgürlüğü.

12. İşçi sınıfının genel yaşam koşullarının iyileştirilmesi; ücretlerin artırılması; tüm sektörlerde haftalık çalışma süresinin 44 saate düşürülmesi; işsizler için kamu yararına işler oluşturulması ya da bunun mümkün olmadığı durumlarda, belediyeler, il meclisleri ve devlet tarafından ödenecek işsizlik yardımı sağlanması.

13. Faşist örgütlerin dağıtılması ve silahsızlandırılması; ordunun temizlenmesi ve tüm monarşist ve faşist subayların ordu dışına çıkarılması.

14. Emperyalist savaşlara karşı duruş ve Sovyetler Birliği’nin savunulması.

Tüm bunlar nedeniyle, sosyalist cumhuriyetçi hükümetlerin ezilen halkların özgürlüğünü tanımayı reddeden politikaları ve burjuvazinin ulusal kurtuluş davasına yönelik teslimiyet ve ihaneti sonucunda, beş yıllık devrim sürecine rağmen Bask halkı hâlâ sömürülmekte ve ezilmektedir. Mevcut hükümet ise, bu ülkenin işçi sınıfının mücadelesiyle kazanılmış az sayıdaki özgürlüğü bile halkın elinden almaya çalışmaktadır. Halkımıza uygulanan baskı ve sömürü daha da yoğunlaştırılmaktadır. Mevcut hükümet ise, bu ülkenin işçilerinin mücadele azmiyle cumhuriyetçi-sosyalist hükümetlerden koparıp aldığı birkaç özgürlüğü halkımızın elinden almaya çalışmaktadır. Bu hükümet, halkımıza yönelik baskı ve sömürü vidalarını her geçen gün biraz daha sıkmaktadır.

Halk kitlelerinin ekonomik durumu, en açık biçimde, yüzbinlerce işsizin hiçbir destek almadan var olmasıyla; temel ihtiyaç maddeleri fiyatlarının sürekli artmasıyla; çalışma süresinin sürekli kısaltılıp buna paralel olarak ücretlerin düşürülmesiyle; ve Bask ulusuna özel olarak uygulanan sömürü yöntemlerinin, işçileri tükenmeye yol açacak ölçüde yoğunlaştırılmasıyla kendini göstermektedir. Bask köylüsünün durumu, kendisine sıkça atfedilen refaha rağmen, sanayi işçisinin durumundan farksızdır. Cumhuriyet ilan edilmeden kısa bir süre önce başlayan ekonomik kriz, köylünün yetersiz gelirini sanayide çalışarak tamamlama imkânını giderek azaltmıştır. Aynı zamanda, mütevazı bir üretici olarak şehirlerdeki tüketimin düşüşünden doğrudan etkilenmektedir. Üstelik omuzlarına yüklenen çeşitli ve yüksek vergiler ile harçlar bu sıkıntıyı daha da artırmaktadır. Tüm bunlar, Bask Ülkesi’nin kırsal kesiminde yaşayan kitlelerin umutsuz durumunu gözler önüne sermektedir. Dahası, sanayi işçilerinin aksine, Bask köylüleri, Cumhuriyet’in ilanı ve ardından gelen mücadelelerle kazanılan küçük reformlardan dahi yararlanamamıştır. Bask burjuvazisinin ve toprak sahiplerinin ekonomik, siyasi ve dinî baskısı altında ezilen köylü, bu baskının daha da ağırlaşması ihtimaliyle karşı karşıyadır. Üstelik kendi sömürücülerinin, hâlâ güvendiği Bask Milliyetçi Partisi saflarında olduğunu henüz kavrayamamıştır. Köylü kitleleri, şehirlerdeki emekçi yığınlarla birlikte, ulusal burjuvazinin İspanyol emperyalizmiyle yaptığı iş birliğinin kurbanıdır. Bask Ülkesi’nin bağımsızlığına yönelik arzuları hiçe sayanlar ve İspanyol emperyalizminin temsilcileri, Estella Tüzüğü’nü meclislerden geçirmek istemekte; böylece işçi ve köylülerin ve genel olarak zanaatkârlar, küçük esnaflar ve emekçi halkın karşı karşıya olduğu zor durumu daha da ağırlaştırmayı hedeflemektedir.

İçinden geçtiğimiz bu koşullar ve yaklaşmakta olan ciddi tehditler karşısında, Bask Ülkesi Komünist Partisi, programının hiçbir maddesinden vazgeçmeksizin, mevcut durumun bu tehdide karşı mücadele için asgari bir program temelinde tüm samimi antifaşist ve anti-emperyalist örgütlerin birleşmesini gerektirdiği kanaatindedir. Ancak böyle bir cephe, bugün dıştan ve içten gelen gerici saldırılar karşısında etkili bir barikat oluşturabilir. Ülke halkının iradesine aykırı olarak Estella Tüzüğü’nün kabul edilmesi girişimlerine karşı Bask Ülkesi Komünist Partisi, halk oylamasıyla onaylanan Özerklik Yasası’nı desteklemeye hazır olduğunu ilan eder.

Bask Ülkesi Komünist Partisi, bu acil programı hayata geçirmek için mücadele edecek ve gerçekten bu hedefler doğrultusunda çalışacak bir Geçici Devrimci Hükümeti desteklemeye hazır olduğunu da beyan eder. 

İşçiler ve köylüler, Bask Ülkesi’nin emekçi halkı! Milliyetçi, sosyalist, anarşist ve partisiz işçiler! Bu acil programın gerçekleştirilmesi için gücümüzü birleştirelim. Faşist ve emperyalist gericiliği mevzilerinden söküp atalım. Bask Ülkesi’nin ulusal ve sosyal kurtuluşu için mücadeleyi örgütleyelim!

KAHROLSUN EMPERYALİZM VE FAŞİZM! 

EMPERYALİST İŞGAL GÜÇLERİ BASK ÜLKESİ’NDEN DEFOLUN!

YAŞASIN BASK ÜLKESİ KOMÜNİST PARTİSİ 

Bask Ülkesi Komünist Partisi (Merkez Komite)

 Haziran 1935 

kaynak: https://bitacoramarxistaleninista.blogspot.com/2019/10/partido-comunista-de-euskadi-acta.html

çeviri: Enternasyonal Marksist-Leninist Arşiv